bir tanım olarak "aldanışım"

Ne demişti Hannibal’da? 

-Bir kitap ister misiniz Mr. Graham? 
-Hayır, hayalgücüm var. 

 Bitmediği sürece hayat, insanın hafızası kadar. Ya da yaşamadıkları, hayal edebildiklerinden ibaret. Sen hala dünyanın bir ucunda bambaşka hayatlar olduğunu mu sanıyorsun ? Ve oralara gidince dünyanın değişeceğini? 

 Aslında kendin kadar varsın. Cüzdanın olmasa hiçsin, ama bu kendin kadar olduğun gerçeğiyle alakalı değil. Çünkü cüzdandır seni sen yapan, ama kaşeni arttıran da kişiliğin/kişiliksizliğin olacak. Gün gelip de o şaşaayı bulamadığında aldanışın ne kadar da ucuz bi numara olduğunu anlayacaksın. 

 Aldanışı(m)ız nedir aslında, biliyor musun? Hiç aldanmayacağımızı zannetmek. Her adımımızda kendimizden eminmiş gibi davranmak. Oysa o kuşkulu ve mantıksız zamanlarımızda çok daha akıllıydık. Nerede ne yapmamamız gerektiğini bilmiyorduk. Ve nerede ne yapmamız gerektiğini bilmeden doğru olanı yapıyorduk.

 Şimdi ise var olanı, kabul göreni doğrular nitelikte yaşıyoruz. Onların istediği gibi, fırınlanmış kek tadında, sıcaklığında ve yumuşaklığında. Öyle aldanmış ve öylece aç bırakan...

 Aldanışın ta kendisi gibi…