yazdım.

Yazdım. 

Herkes uyuduğunda yazdım. Kimse bilmediğinde yazdım. Umursanmazken yazdım. 

Okundum. 

Kelimeler, cümleler nüfuz etti bir yerlere, cevap geldi, bazen de gelmedi. 

Bazen bilmesem de olur dediğin an var ya, işte o an öğrendim.

Değişen çok şey var. Sildik kendimizi, yeni bir yapı içinde var olmaya çalışıyoruz. Üstelik bu yüzyılın insanı değiliz biz.

Bizi bu zamana adapte eden kötü alışkanlıklar, kendimizi iyi hissedelim diye dizayn edilmiş oyunlar var. 

Oynamayalım.

Sikko dertleri dile getirip sanalda, oradan prim kasmayalım mesela. Hayat bu değil. 

Yaşam mücadelesi sanattan niye bu kadar uzaklaştı? Biz neden hayattan uzaklaşmak için bu kadar çaba sarf eder olduk? Ve neden sanat sadece hayattan soyutlanmak için çaba gösteriyor? 

"Ya bırakalım bu işleri mösyö", dediğinizi duyar gibiyim :) Halbuki ölü bir bedenin yazdıkları "Pandora’nın Kutusu" etkisi yaratmayacak sizde.

Belki çoktan ölmüş olacağım keşfettiğinizde.

0 yorum: